Vajinismusun
en sık nedenleri psikolojik kaygılardır. Kız çocuklarına
öğretilen veya irademizin bilinçdışımıza kodladığı
"cinsellik kötüdür", "kızlık zarı çok değerli
ve korunması gereken bir şeydir" düşünceleri bu problemin
ortaya çıkmasında önemli bir yer tutar. Bazen neden cinsel bilgi
eksikliği, basit bir utanma ve cinsel duygulardaki baskılanma
olabilir. Bazen de altta yatan neden özellikle çocukluk dönemindeki
travmatik bir yaşantıdır. Bu durumda geçmiş de yaşanmış taciz
gibi travmatik olayların bilinçdışına itilen bugünkü
izdüşümleri ve etkileri gibi daha karmaşık içsel çatışmalar,
yanlış kalıplar yada zorlamalar beden-zihin bütünlüğünü
bozup vajinismusa neden olabilir. M. Erickson'un dediği gibi "defolu
bir öğrenme ve kabullenme" vardır.
Nedenleri
davranışsal, bilişsel, dinamik ve varoluşsal modellere göre de
ele alabiliriz. Yani geçmişte yaşanmış bir taciz, ensest ilişki
yada kötü bir cinsel deneyimin kötü ve acı verici olarak
değerlendirildiği davranışsal model, yine geçmişte maruz
kalınan cinsel yasaklar ve abartılı ilk gece hikayelerin
bilinçdışında oluşturduğu cinsellikle ilgili negatif şemaları
içeren bilişsel model, daha çok Freud"un ruhsal gelişim
evrelerinden cinsel kimlik gelişiminin ilk basamağı olan fallik
dönem sorunlardan kaynaklanan dinamik model ve kadın kendini eşine
ifade etmesi, farkında olmadan kendi varlığını eşine
hissettirmesi ve istediği ilgiyi görmesi için başlattığı
bilinçdışı otomatik hareketleri içeren varoluşsal model
şeklinde nedenler ele alınabilir. Model veya modellerin çabuk
tespiti vajinismus tedavisine yön verir. Örnek olarak; davranışçı
ve bilişsel yöntemle başarıya ulaşan bir tedavi sonunda cinsel
ilişki yaşanır ve sorun çözülür. Fakat vajinismus nedeni eşe
ve yaşama karşı kendini var etme çabası gibi varoluşsal bir
yapı ise, zamanla yaşanılan cinsel ilişkiye karşı bunaltı ve
kaygı duyulmaya başlanır ya da yaşanılan ilişkiden yeteri kadar
cinsel haz alınmaz. Nedeni bilenemez. Her şey yolundadır,
yıllardır çekilen sorun çözülmüştür ama bir anda anlamsız
bir boşluğa düşülür. İşte varoluşsal model bu sorunun
çözümüne ışık tutabilir. Bu nedenle her vakaya davranışsal,
bilişsel, dinamik ve varoluşçu yaklaşımları içeren "bütüncül
psikoterapi" çerçevesinden bakmak doğru bir yaklaşım
olacaktır.
Dinamik
modele göre vajinismus; cinselliğin kirli ve kötü bir şey olarak
görüldüğü bir savunma tepkisidir. Yani kadın, bilinçdışında,
saldırgan ve tehditkar olarak algıladığı erkekle birleşmeyi
reddeder. Vajinismuslu kadınlar annelerinin, kendisini ve
çocuklarını korumaktan aciz, çaresiz ve bağımlı olduğunu
düşünürler ve cinsel ilişkiyi annenin bu zavallılığıyla
özdeşleşme çağrışımı yaptığı için, ilişkiye girmemeyi
en iyi savunma olarak algılarlar. Sonuçta, vajina istem dışı
kasılır, cinsel birleşme olanaksız hale gelir.
created with
WordPress Website Creator .